KUDÜS

KUDÜS
ABD Başkanı Donald Trump’ın bütün dünyayı karşısına alarak Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul ettiğini açıklaması ve Amerikan büyükelçiliğini Telaviv den Kudüs e taşıma emri vermesinin yankıları sürüyor. Uzun yıllardan beri barış ve huzura hasret kalmış bölge şimdi daha da ateşe atılmış, kan ve gözyaşına terk edilmiştir. Eskilerin deyimiyle bir deli bir kuyuya bir taş atar ve kırk kişi ayıklayamazmış, şimdi bu tamamen buna benzedi.
Dünyamızda her devirde her zaman bir deli, bir çılgın çıkmış ve dünyayı ateşe vermiş , binlerce insanın yok olmasına sebep olmuşlardır. Bir devirde bir Neron çıkmış Roma yı ateşe vermiş , bir devirde Hitler çıkmış, Stalin çıkmış, Saddam çıkmış dünyayı kaosa sürüklemiş insanlığın canına okumuşlardır. Şu anda da onların yerini bu Trump denen çılgın almıştır. Zaten bu adamın ABD Başkanı seçilmesi bile bir sürpriz olmuş , başta ABD olmak üzere ülkemizde de ve bütün dünyada bir şaşkınlık yaratmıştır. Clintın un bundan iki misli daha seçim harcamaları yapma-sına rağmen bu adamın başkan olması herkeste büyük bir şok etkisi yapmış, o da sanki başta ABD olmak üzere bütün insanlardan intikam almak için böyle çılgın kararlar almaya başlamıştır. Bunun en başında da daha seçilmeden önce Yahudilere vermiş olduğu Kudüs un İsrail in başkent olması sözünü şimdi yerine getiriyor olmalı. Zaten ABD’de ekonomiyi ve siyasi yapıyı elinde bulunduran ve güçlü bir lobiye sahip olan Yahudiler onlara istediğini yaptırmaktadırlar. Başta kendi halkı olmak üzere kongre ve içerdeki muhalefetle ve çevresiyle bile kavgalı olan bu adam gündemi başka bir tarafa çekerek böyle çılgınca bir karar almıştır. Tam gelen gideni aratır misali Trump şimdi suya sabuna dokunmayan Obama yı bile aratır olmuştur. Eğer biz gerekli tedbirimizi almazsak bu adamın bu defa Ermenilere yaranmak için Nisan ayında bizi suçlayarak ‘soykırım’ iddiasında bile bulunabilir. Böyle bir çılgından her şey beklenir.
Zaman şimdi ABD nin istediği BOP(Büyük Ortadoğu projesi) ve Yahudilerin istediği vaat edilmiş topraklara (Nilden Fırat a) kadar yerlerde kurulması istenen Büyük İsrail hedefine doğru işlemektedir. Arap baharı diye sundukları bir kandırmayla Libya dan başlayarak Sudan Mısır Irak ve son olara ta Suriye de ortaya konan insanlık dramı binlerce insanın ölümüne binlerce insanın evlerinden yurtlarından kaçmasına sebep olmuş, Ortadoğu tam bir kaosun ve savaşın ortasına terk edilmiştir. İngilizler daha 1917 yılında Kudüsü işgal etmiş 1948 yılında da İsrail devletinin kurulmasını sağlayarak Orta doğuyu bir felaketin kucağına atmışlardır. Kudüs Hırıstiyanlar içinde kutsal olmasına rağmen birkaç ufak kınama dışında hiçbir Avrupa ülkesinden ve bilhassa Papa dan doğru dürüst bir ses çıkmaması onların Kudüs e verdikleri önemi ve bilhassa İslam düşmanlığını ortaya koymaya yetmiştir bile.
Arap ülkelerini ele alırsak onlarda bir başka alem her kafadan başka bir ses çıkmakta. Bir türlü bir araya gelip birlik olamıyorlar. Başardıkları ve en iyi anlaştıkları konu, bir türlü yıllardan beri bir araya gelememiş olmalarıdır. Arabistan tam ABD’nin dümen kuyruğuna girmiş Prensler arasında ki taht kavgalarıyla uğraşırken, öte yandan İran hala dünyaya Şiiliği yaymaya ve bilhassa İslam alemine Şiiliği hakim kılma davasının peşindedir. Hasılı 22 Arap ülkesi parçalanmış durumdadır. Yine her şeye rağmen iş tamamıyla Türkiye’ye düşmektedir.. Ülkemiz Filistin ve Kudüs için yırtınmakta, çırpınmakta ve her defasında da kimseden destek görmeyip hem yalnız kalmaktadır. Şimdi ilk iş yarın yapılacak İslam ülkeleri ortak toplantısında ortak bir karar alınarak hemen bir bağımsız Filistin devletinin kurulmasını sağlamaktır. Herkes, bilhassa İslam ülkeleri de buna destek vermelidir.
İkincisi ve bir diğeri önemli adım da hemen Ayasofyanın tez zamanda tekrar ibadete açılmasıdır. İçten ve dıştan gelecek engellemelere ve itirazlara hiç itibar edilmemelidir. Bu kararı alırken Avrupa yı da kimseyi de dinlememek lazım. Zaten bizi AB ye almıyorlar, diğer yandan bütün Avrupa da İslam düşmanlığı tırmanırken onlara vereceğimiz en iyi karşılık bu olacaktır kanaatindeyim. Aynı şekilde içerde de karşı çıkanlar olacaktır, ama onlara da şunu söylemek istiyorum, korkmasınlar Ayasofya ibadete açılırsa ülkemize ne şeriat gelir, nede laiklik elden gider rahat olsunlar. En kısa zamanda bunların uygulamaya konulmasının sanırım, ülkemizdeki insanların çoğunu memnun edeceğine inanmaktayım. Dileğimiz bu yanlıştan dönülmesi ve Kudüsün ve orada yaşayan Müslüman kardeşlerimizin göz yaşlarının bir an evvel dinmesidir.
Sağlık ve esenlik dileklerimle.
Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz
YORUMLAR