EY DOST

EY DOST
Gülistanda dikenlere düşerim
Sezdirmem gizlice kanarım ey dost
Dertler ile demlendikçe pişerim
Kendi yangınımda yanarım ey dost
Fırtınaya doğru uçan kuşlarda
Yalnızlıktan üşüdüğüm kışlarda
Dostluğa yükselen sarp yokuşlarda
Kendimi dervişçe sınarım ey dost
Sevgilinin sözü ok olur bazen
Nefsim bedenime yük olur bazen
Onu ıslah etmek hak olur bazen
Ellere bırakmam kınarım ey dost
Şiirlerim acılardan hediye
Ozanlık sırrı bu sormayın niye
Gözümün yaşıyla yeşerir diye
Kurumuş dallara konarım ey dost
Aşığa ezası bitmezmiş gülün
Bağrı aşk oduyla yanık bülbülün
Ateşten korkusu olur mu külün
Ben yangın içinde donarım ey dost
Kanarken insanlık zulmün elinde
Aşığın silahı sözdür dilinde
Dünyayı kaplayan nefret çölünde
Sevgiler çileyen pınarım ey dost
Bir gece semadan bir yıldız kayar
Bu semavi göçü bir davet sayar
Hakkın çağrısını canımda duyar
Onunla birlikte sönerim ey dost
Ömür boyu alışmadım rahata
Beş para vermedim bu saltanata
Dostlar omuzunda dört kollu ata
Hiç sitem etmeden binerim ey dost
Rızkım bittiği gün fani cihanda
Yatağım hazırdır ebedi handa
Bir düdük duyulur son istasyonda
Dünya treninden inerim ey dost
Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz
YORUMLAR
BENZER HABERLER
KÖŞE YAZARLARI
Tüm Yazarlar