BU DOLMAYA DİKKAT

BU DOLMAYA DİKKAT
MECLİS BAŞKANI İSMAİL KAHRAMAN’IN DİNDAR ANAYASA ÖNERİSİ konuşuluyor birkaç gündür ve epeyce de konuşulmaya devam edecek.
*
Başta Erdoğan olmak üzere birçok AK siyasetçi, böyle bir konunun gündemlerinde olmadığını, İ.Kahraman’ın kişisel düşüncesini açıkladığını söyleyerek orta sahada top çeviriyorlar.
*
Bizzat İ.Kahraman da bunun kişisel görüşü olduğunu belirtip zırvasını tevil etmek durumunda kaldı.
*
Peki bunlar, gerçekten de İ.Kahraman’ın kişisel görüşüdür.” deyip geçecek miyiz?
*
İ.Kahraman kasabamızın hamamcısı, oduncusu, bakkal amcası olsaydı, “evet” derdim bu soruya. Onlar, her konudaki kişisel görüşlerini, her ortamda münasip biçimde söyleyebilirler.
*
Ne var ki bu sözler Meclis Başkanı sıfatını taşıyan ve oraya bizzat C:Başkanının emriyle seçtirilmiş birinin ağzından çıkarsa mesele kurumsaldır ve hesap daha derindedir.
*
Öncelikle bu adamların gerçekten de dindarlık diye bir dertleri var mı, ona bakmak gerek. Yok öyle bir şey. Yalnızca dilde kalan, tutarlılılığı olmayan, yalan, dolan, riya dolu ve kıytırık ulema yardımıyla çıkara göre her kılığa sokulabilen bir dindarlıkları var bu adamların.
*
PEKİ O ZAMAN GERÇEK NİYET NE?
*
Öncelikle bu tartışma ortamında “DİNDAR ANAYASA” teklifine karşı çıkanların alnına ŞAK diye DİNSİZ, DİN DÜŞMANI damgası vurmaya yarayacak bu iş. Havuz beslemeleri 26 Nisan itibariyle başladılar bu türden bombardımana.
*
İkinci ve asıl önemli koz YENİ ANAYASA niyetinde gizli. Yeni anayasa teklifinin, mevcut rakamsal dengelerle meclisten geçemeyeceği tahmin ediliyor. Büyük ihtimalle referanduma gidilerek halkın görüşüne başvurulması durumunda kalınacak.
*
Peki halk ANAYASA ile ne kadar ilgili. Çoğunluk olarak HİÇ ilgili değil. Bu ülkenin birçok okumuşu bile dini ya da dünyevi, kural koyucu kitapları okumamıştır dostlar. Hal buyken dişiyle kuşundan başka derdi kalmamış yoksul çoğunluğun anayasada ne yazdığı umrunda olmaz.
*
ÖYLEYSE ANAYASANIN REFERANDUMDAN ZORLANMADAN GEÇMESİ İÇİN NE YAPMALI?
*
Anayasa teklifinin içine münasip oranda din sosu, minare gölgesi, cami kubbesi eklemek gerek. Ondan sonrası tereyağından kıl çeker gibi gelecektir.
*
Peki bu yeşil değerlerle soslanmış yeni dindar(!)anayasaya uymak gerekmeyecek mi?
*
Amma da safsınız yahu! Neden gereksin ki? Adamlar, kendilerini Allah’ın kelamına uymak zorunda bile hissetmezken, dini kendilerine uydurmakta bu kadar başarılı olmuşken, dünyevi bir metne mi uyacaklar yani?
*
Yani maksat din, dindarlık, İslam falan değildir dostlar. Din atına binip bir köprüyü daha geçmektir asıl gaye.
*
Bu tartışmalar sırasında ayrıntılara takılmadan ilk öğrenmemiz gereken gerçek budur.
GELELİM LAİKLİĞE
Bu kavramın ülkemizdeki uygulanma biçiminde sorunlar yaşanmış mıdır, yaşanmakta mıdır? Evet. Peki işleyişinde bazı sıkıntılar var diye, bunu toptan mı kaldırmak gerek? Elbette ki hayır.
*
Laiklik inanç özgürlüğünün teminatıdır. Bir inancın sayısal, siyasal, parasal gücüne dayanarak herkese kendi din anlayışını dayatmasının önündeki en temel engeldir. Laiklik bu niteliğiyle demokrasinin olmazsa olmazıdır. Anayasalarında “LAİKLİK” kaydı olmasa bile tüm demokratik ülkelerde laik bir yönetim söz konusudur.
*
Bunu azıcık aklı kesen her Müslüman da bilir. Hatırlatayım. MISIR’da SİSİ öncesinde MURSİ iktidara geldiğinde onu ziyaret eden, onun bizdeki İHVAN’ı, sık sık laikliğe laf koyan Erdoğan dahi Mısırlılara LAİK BİR YÖNETİM tavsiye etmişti.
*
Tamam İslami bir yaşantıya karşı çıkmayalım da….Bu yaşantının temel ilkeleri ne olacak. KUR’AN diyeceksiniz elbet. İyi de Kur’an tek; ama maşallah herkesin kendi kafasına göre takıldığı yüzlerce İslam var ortalıkta.
*
A tarikatı B tarikatına NARCI diyor. Her biri, kendini cennetle müjdeleyip diğerini cehenneme postalıyor.
*
Bizim AK Müslümanlar IŞİD ve benzerlerini Müslüman olmamakla suçluyor; ama onların gözünde de bizimkiler Müslüman değil. O zaman ne yapacağız peki. TEVHİD’i nasıl sağlayacağız.
*
En büyük cinayetlerin dini gerekçelerle işlendiği, her günahın dinle kutsandığı, dinin serbest piyasada bir meta olarak pazarlandığı bir dünyada, din eksenli bir kardeşliğin sağlanması mümkün mü?
*
Birileri, Laiklik yanlılarını kolayca dinsizlikle damgalayabilir. Onlar da bazı davranış ve düşünceleriyle buna gerekçe sunabilirler. Ama ortada kocaman bir mesele vardır. “DİNDAR ANAYASA” savunucularının şu sorulara içtenlikle cevap vermesi gerekir.
*
Hanımlarınızı, hangi tarikat ya da dini görüşün yorumuna göre giydirirseniz hakiki Müslüman sayılacak, onları cehennem odunu olmaktan kurtaracaksınız?
*
Bir berberde saç sakal tıraşı olurken arkanızda bitecek ALLAH’ın buyruğunu ifa ettiğine inanan bir eli sopalının, “Sakalınıza makas,ustura değdi.” diye hem sizi hem de berberinizi hastanelik etmesine razı olacak mısınız?
*
Kızlarınızı, kız kardeşlerinizi tıpkı BOKO HARAM diyarlarındaki gibi reşit olmadan sünnet ettirecek misiniz?
*
lüks jeeplerle, binlerce dolarlık giysiler, eşarplarla caddelerde fink atan hanımlarınızın, bacılarınızın: “AVRAT MİLLETİNİN ARABA KULLANMASI DİNEN CAİZ DEĞİLDİR” diyerek temiz bir kötekle alaşağı edilmelerine razı mısınız?
*
Örnekleri çok; ama çoğaltmaya gerek yok.
*
Cevabınız “EVET”se önden buyrun.
Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz
YORUMLAR