BENİ SEVER MİSİN ANNE

BENİ SEVER MİSİN ANNE
Bugün siz değerli okurlarıma bir hikaye anlatmak istiyorum.
Çocuk kapıdan içeri girer girmez neşeyle bağırdı,
-Anne biliyor musun bugün yuvada ne oldu, annesi
-Görmüyor musun telefonla konuşuyorum. Hiç kimsenin sevdiği şey birbirine benzemiyordu.Annesi telefonu, babası arabayı seviyordu.Her şey erteleniyordu telefon ve araba söz konusu olduğunda. Bir de eve misafir gelecek oldu mu kendisine hiç yer kalmıyor, hiç değer verilmiyordu.Nerelere gitsindi. Annesi kapattı telefonu.Mutfaktan kaşık tencere sesleri geliyordu.Koşarak yanına gitti.
-Sana yardım edeyim mi anne, dedi en sevimli halini takınarak.Annesi anlamlı anlamlı baktı,
-Hayırdır…Bir yaramazlık filan…Bak bir de seninle uğraşmayayım.Çok yorgunum zaten.Çocuk bu kelimeden nefret ediyordu.Yorgunum, yorgun olduğumdan..Böyle yorgun , yorgunken.
…
-Anneciğim sen yorulma diye.
-Yemekte konuşuruz çocuğum …Bankada işler yetişmedi.Baban gelene kadar bunları bitirmem lazım…Hadi sen oyna biraz.
-Hani siz yoruluyorsunuz ya…
-Eee,
-Ben de yalnız oynamaktan yoruluyorum..
-N e yapayım.
-Bilmem anne, beraber oynasak. Yapılmaması gerekenleri biliyordu da, büyükler yapılması gerekenleri hiç bilmiyorlardı. Işıklar söndü birden.Annesi öfkeyle söylenmeye başladı.-Mumda yok diye karıştırdı dolapları el yordamıyla.
Çocuk sırtüstü yatıp anneannesinin köyünü düşündü. Anneannesinin gaz lambasının ışığında deli tavşan masalını anlatışını.Deli tavşanın duvarda ki aksini getirdi gözlerinin önüne.
…
Anneannesi gibi iki ellerini birleştirip işaret parmaklarını yukarı kaldırarak tavşan kafası yaptı.-Bak deli tavşan diye parmaklarını oynattı. Yoldan geçen arabaların farları duvarda ki tavşana yol açtı.Tavşan alabildiğine hür dolaştı sağda solda.Otlarla, kuşlarla konuştu.Sonra yorgun düştü.Duvarda ki görüntü o küçük avuçlarının açılmasıyla kayboldu.Kolu yavaşça kanepeden aşağı sarktı.
Neden sonra ışıklar geldi. Kadın çocuğuyla hiç konuşmadığını akıl etti birden.Kanepeye koştu.Çocuk dizlerini karnına doğru çekerek uyuya kalmıştı.Sonra masanın üstünde ki iş dosyalarına baktı iğrenerek.Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu içini…Uyandırmaktan korka korka küçük alnına bir öpücük kondurdu.Çocuk sanki bu öpücüğü bekliyormuşçasına,
-İşin bitince benimle konuşur, benimle oynar , beni sever misin anne dedi.
Kadın, sevilmek için randevu alan çocuğuna bakarak sabaha kadar ağladı…
İşte böyle sevgili okurlar, bir tarafta bir çocuk sahibi olmak için koşturan, varını yoğunu bu uğurda harcayanlar, bir tarafta da elinde ki en kıymetli varlığı çocuklarını sevmekten kaçınan, dünya meşaketleri yüzünden onlarla ilgilenmeyen , onlara vakit ayırıp, onlarla yeteri kadar oyun oynamayan anne ve babalar.Yorumu sizlere bırakıyorum.Sağlık ve esenlik dileklerimle.Em.Sağ.Yazar. Aslan TORUN
Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz
YORUMLAR