...
HAVA DURUMU
hava durumu

artvin

- Hoşgeldiniz - Sitemizde 16 Kategoride 1780 İçerik Bulunuyor.

SON DAKİKA

BEN TAMARA-MAMARA İLE UĞRAŞAMAM –

08 Mayıs 2017 - 1.944 kez okunmuş
Ana Sayfa » Yazarlar»BEN TAMARA-MAMARA İLE UĞRAŞAMAM –
BEN TAMARA-MAMARA İLE UĞRAŞAMAM –

 

  • BEN TAMARA-MAMARA İLE UĞRAŞAMAM –

 

12 ve 13 ncü yüzyılda  bölgemizde tarihsel, siyasi,ekonomik ve kültürel  yapılanmalarda damgasını  bulunan Gürcü Kraliçesi Tamara’nın( 1160-1213) Nisan 2017 yılında  Payda yayınları tarafından yayınlanan  250 sayfalık kitabı İlçe Belediye başkanına sunulduğunda,başkan;

“ Ben Tamara-Mamara ile uğraşamam”

“ Şimdilerde Vali beyimizle bölgemizin çok önemli kültürel ve turizme yönelik çalışmalarını sürdürmekteyiz”

“Malumunuz,ilçemiz dünya çapında en sakin şehirler arasında yer almaktadır”

Ne güzel,bu gibi çalışmaları taktirle karşılamayanın gözü çıksın.

Sayın başkan hani bir ata sözü varya ;

“Kör’ün istediği bir göz Allah verdi  iki göz” (Görme engelliler tenzi edilir)

Sayın başkan,o güzelim çalışmalarınıza renk katacak içerikte işte  iki yüz elli sayfalık Tamara kitabı.

Üç yıllık bir araştırmanın sonucu.

Ortaçağ döneminde Çin-Mısır-Venedik üçgeninde yaşayan medeniyetlerin tarihsel sürecini kapsayan sosyal,kültürel,ekonomik ve siyasi  yapılarının  özeti.

Şimdilerde geceyi gündüzünüze  katarak ilçemize yönelik  çalıştığınızı ifade ettiğiniz ve bu yüzden  elinizin tersiyle ittiğiniz Tamara kitabındaki konulara bakacak zamanınız olmadığını ,kültürel konumu için  gayret sarf ettiğiniz  ilçemizin Gürcü kraliçesi Tamara adlı yapıtta , 13 ncü yüzyılın otuzlu yıllarında  Moğollar tarafından işgal edilmesini o dönemin tarihçisi şöyle dile getirmişti.

      “Zehirli böcek gibi çoğaldılar ve yayıldılar.Gülme ve eğlence her yerde yok oldu.

      dünya güzeli (Şavşat) bir ülke mahvoluyordu”(Astlovani Matiane)

Bilginiz dağarcığında olup olmadığını bilmiyorun ancak,O, kitapta Kraliçe Tamara’nın kızı prenses Rusudan’ın Selçuklu  Erzurum emir’i Tuğrulşah’ın oğlu ile evlendiği ,ve yine kraliçenin torunu Thamar’ın ise  Selçuklu sultanı  II.Gıyaseddin  Keyhüsrev’in eşi  ve Selçuklu sultanı II.Alaaddin Keykubat’ın  da annesi olduğu  ve  de Prenses  Thamar’ın, (Gürcü kadın) İslam tasavvufu Mevlana Celaleddin Rumi’nin Konya’da bulunan Kubbe-i -Hadra ( Yeşil kubbei) yaptırdığından söz edilmektedir.

Ve hatta;

Suriye topraklarında kabri bulunan ve İznik kentini  Bizanslılardan ilk kez alan ünlü Türk sultanı Kutalmış oğlu Süleymanşah’ın torunu olan Anadolu Selçuklu hükümdarı  Rükneddin II.Süleyman Şah Gürcü kraliçesi Tamara’ya elçisi vasıtasıyla gönderdiği mektupta  Anadoluda ki Türk beyliklerine yaptığı saldırılara son vermesini,aksi taktirde Gürcistan ülkesini ilhak edeceğini ve kendisini de eş olarak alacağından söz etmektedir.

     “ Selçuklu sultanı Rükneddin diğer  sultanlardan daha yüceydi ve  Bizans,Asya ve Kapadokya’dan Pontus Denizine kadar ki topraklarda hüküm sürmekteydi.Rükneddin ordularının çoğunu çağırdı ve 400.000 adam topladı.O, elçisini mektupla Tamara’ya gönderdi” (Kral Davit’in tarihi kitabından)

Ve yine o kitapta dört yüz bin Selçuklu askeri,200.000 Gürcü,Aphaz,Ermeni  ve Kıpçak karışımı, toplamda  200.000 atlı asker olmak üzere 600.000 kişinin 1202 yılının Temmuz ayında Erzurum Pasinler  ovasında  savaştığını ve kraliçenin, tarihte emsali görülmeyen Gürcülerle Selçuklular arasında geçen  bu savaşın akıbetini, Şavşat ilçesi Aşağı Koyunlu köyünde bulunan,günümüzde “Tamara’nın odaları” adıyla anılan  külliyesinde sevk ve idare ederek izlediğinden  bahsedilmektedir.

Kraliçe Tamara döneminde Transkafkasya’da ( Şavşat ilçesinin de içinde bulunduğu Güney Kafkasya) ganimetlerle beslenen aristokratlar ve feodal  lordlar’ın monarşik rejimin çatısı altında etnik toplulukları katagorize ederek halkı inim inim inlettikleri,kraliçenin generali olan  İvane ile aşk yaşadığı anlatılır.

Tamara döneminde  isim alan Şavşat ilçesi Şenköy (Şavta) köyünde, kraliçenin tarihçisi,şair,filozof Oiane Şavteli,Cevizli köyünde yaşayan dünyaca ünlü kuyumcu Beka Öpizari’den de bahsedilmektedir.

Ve yine Tamara adlı yapıtta 12 nci yüzyılın sonlarında Suriye merkezli Eyyubiler devletinin Türk ve İslam beyliği olan Ahlahşahlar ülkesine saldırması üzerine Saltuklu Erzurum beyliği melikesi Mama Hatun’un komşu  Ahlatşahlara yardım etmesi gerekirken Eyyubilerin safında yer aldığını,Ahlatşahlar ülkesi hükümdarı Beg Temur’un İslam devleti olan Eyyubi sultanı Selahattin Eyyubi’yi İslam halifesine şikayet ettiğini anlatır.

Ve sayın başkan,ilçemizin kültürel yapısını gün ışığına çıkarmak için yaptığınız canhıraş faaliyetlerinizi bir kez daha kutluyorum.Ancak,elinizin tersiyle ittiğiniz söz konusu kitapta bu güzel  ilçeye gelmiş geçmiş tarihsel süreç içerisinde  sultan kariyerinde sadece Sultan Alp Arslan’ın geldiği konusu anlatılmıştır.

     “Alp Arslan Gürcistan’a aniden gelmiş,Kangarni ve Trialeti’yi tahrip etmiş ve onun yok

     edici ordusu bir ay içinde Kvalis Kuri’ye yaklaşmış Şavşat,Klarceti ve Tao’ya(Artvin-Erzurum’a

girmiş….) “ ( Gürcü Vekayinamesi)

Ve yine Tamara kitabında İlçemize komşu ülkenin  kraliçesinin  dedesi kral Davit’in  Türkler’e yaptığı zulmü anlatır.

      “ Gürcistan kralı Davit,Tiflis şehrini Türkler’den aldı ve şehirde şiddetli bir katliam icra

     etti.O,beş yüz insanı da kazığa vurdurmak  suretiyle işkenceyle öldürdü”(Urfalı Mateos)

Ve yine 13 nü yüzyılda Gürcü kraliçesi Tamara’nın  Şavşati lçesi  Tibet kilisesine gelerek yaptığı ayine iştirak eden   Hrıstiyan dinine mensup Kıpçak Türk’ü,  Şavşat spasası (emir’i) nın katıldığı dini trans esnasında  hastalıklı,yaşlı bir erkek leopar kurbağasının yalama olmuş ötüşüne benzeyen  vırraklı-varraklı ses tonuyla hıçkırıklara boğulduğu anlatılır.

Dünyayı titreten Moğol saldırılarına direnen Harzemşahlar devleti sultanının Cengiz Han’ın önünden kaçarak Hazar  gölünde  sığındığı”Aboskon” adasında hakkın rahmetine kavuştuğunda askerlerinden  Mahmut Çavuş’un gömleğine sarılarak defnedildiği ve tarihe kefensiz yatan Türk sultanı olarak geçen Alaaddin Muhammed’i anlatır.Devamında,yeryüzünün 146 milyon kilometre karelik alanının yaklaşık dörtte birine hükmeden Cengiz Han’ın uykularını kaçıran,İndus nehrinin kıyısına 200.000 kişilik  Moğol gücü tarafından sıkıştırılan sultan,eşi, cariye ve çocuklarının Moğolların eline geçmemesi için  akla hayale sığmayan zor  bir karar vererek onları öldürttüğü, Orta Asya,Gürcistan ve İran topraklarına sığamayan Türk sultanı  Celaleddin Harzemşah’ın  geçtiği Anadolu’da kuzeyde Rumlar,Erzincan,Erzurum yöresinde Ertuğrul Gazi’nin aşireti,güneyde Kürtler,Eyyubiler,İç Anadoluda Selçuklular,Klikya’da Ermeniler ve arkasından gelen Moğollar arasında sıkışıp kaldığını.1230 yılında Yassı Çemen savaşında yenilgiye uğradıktan sonra yaralı,aç ve susuz olarak sığındığı Silvan dağlarında çapulcu,at hırsızı bir göçer tarafından mızrakla öldürüldüğü,başka bir rivayete göre Elazığ yöresinde Dümbelli zazalarınca öldürülmüş olduğu,Buhara ve Semerkant’tan kalkıp gelen kimsenin bileğini bükemediği ünlü Türk Sultanları arasında sayılan Celaleddin Harzemşah’a halkın sahip çıktığı, öldürülen iki adamıyla yan yana Tunceli’de bir yatırda yattığı konusu anlatılmıştır.

 

Gürcü kralçesi Tamara’nın Bizans Komnenos hanedanına mensup yiğenlerine yaptığı askeri yardımlar ile 1204 yılında Trabzon Bizans Rum imparatorluğunu kurdurduğu,Borçka’dan başlamak üzere sahil boyunca  Karadeniz Ereğlisine kadar Kraliçenin tahakkümü altına girdiğini,Selçuklularla Gürcistan arasında tampon bölge oluşturduğunu anlatır.

İran ve Irak yöresindeki güçlü Selçuklu devletinin sultanı Melikşah’ın, sultan Sencer’in ve de Vezir Nizamülmülk’ün baş edemediği,İslam dünyasının baş belası haline gelen Ezoterik (içe dönük) tarzda eğitilen Haşhaşi tarikatını  1256 yılında ortadan kaldıran Cengiz Han’ın torunu Hülagu Han’ın yaptıkları anlatılmıştır.

Selçuklu sultanı II.Kılıç Arslan’a gelin giden Erzurum emiri İzzettin Saltuk’un kızının Sivas emir’i Yağıbasan tarafından kaçırılarak,yeğeni Zünnun’la evlendirilmesi, emir Nizamettin Yağıbasan’ın  ölen kardeşi Danişmendi beyi’nin eşiyle evlendiğinden,Gürcülerle Selçuklular arasında geçen Şamkori-Dİdgorni-Basiane ,Moğol,Bizans ve Türkler arasında  yaşanan Yassı Çemen-Kösedağ ve Miryokefalon gibi  tarihe yön veren büyük savaşlardan bahseder.

 

 

Ötelediğiniz kitapta bunun gibi yüzlerce kaynaklara dayanan gerçek  tarihsel temalar anlatılmaktadır.

Roman dilinde dizayn edilen Tamara kitabında  su yüzüne çıkmamış ilçemiz ile ilgili  daha nice tarihsel,ve kültürel  konular bulunmaktadır.Umarım , siz  bölgenin geçmiş süreçteki kültürel yapısını dizayn ederken ,eksiğinizi gerçek anlamda tamamlamak bağlamında ,Gürcü kraliçesi Tamara adlı romanı okumak için zamanınız olur.

Biz bunları dile getirirken şimdilerde ilçemizde aktif olan bir günlük  araç ve insan trafiğine değinmek vazgeçilmez ayrıcalık taşımaktadır.

*     *  *

Türkiye Cumhuriyeti Karayolları kurumunun araç geçişleri ile ilgili ulaşım için gerekli görülerek izin verilen yol haritasında Şavşat ilçesinin ana arteri  ana caddede;

Doğu yönden gelen tır konvoyları trafiği kilitlemiş.

Sürücüler birbirlerine çıkışıyor.

Caddede iş yerinin önüne çıkan bir esnaf devreye giriyor.

Ortamını yumuşatmak için ironik kelimelerle sürücülere sesleniyor.

“Satlel’e kadar geri geri”

Diğer işyeri sahipleri de oluşan  pandomimi  izliyorlar.

Ağır vasıtaların kervanı uzadıkça uzuyor.

İnsanlar kaldırımdaki boşluklara sığınıyor.Çocukların gözleri afal afal açılmış kaçmaya çalışıyorlar.

O esnaf bunalan araç şoförlerine yapmaları gerekeni söylüyor.

Kilitlenen trafikte  Doğu yöne geri gitmenin olanağı yok.

Esnaf çağrışını sürdürüyor.

“Geri geri”

“Geri geri”

“Satlele kadar”

“Satlele kadar”…..

Faruk Albay

 

Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz

YORUMLAR

İlgili Terimler :

BENZER HABERLER

KÖŞE YAZARLARI

Tüm Yazarlar
TemaFabrika
Teknik Destek